top of page
Yazarın fotoğrafılifeon.blog

MÜZİK TERAPİ


Müzik; insanların ruh halini, ağrı algısını, dil kapasitesini, uyku fonksiyonu gibi çeşitli parametreleri etkileyen insanların hüzün ve mutluluk anlarında sürekli olarak yanı başlarında duran bir seremoni aracıdır. Müzik kendine özgü dili, yapısı ve anlatım ögeleriyle insanın duygu ve düşüncelerine seslenmektedir. Müzik terapisi; her yaştan bireylerin fiziksel, duygusal, bilişsel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için müziğin kullanıldığı bir terapi yöntemidir.



Müzik Terapi Kimlerde Kullanılabilir?

‘’Her hastalık müzikal bir sorundur ve her tedavi müzikli bir çözüm içerir.” demiş Alman filozof ve şair Novalis. Bu cümleye baktığımızda aslında müzik terapinin her durumda kullanılabileceğini görebiliyoruz. Biz yine de sıralayacak olursak;

· Psikiyatrik bozukluğu olan hastalarda (anksiyete, post-travmatik stres sendromu, depresyon)

· Alzheimer, Parkinson ve inme gibi nörolojik hastalıklara bağlı oluşan bilişsel fonksiyon bozukluklarında,

· Nörolojik hastalıklara bağlı olarak meydana gelen motor bozukluklarda (yürüme, ince el becerisi, kaba kavrama, denge vb. problemlerinde),

· Ağrılı durumlarda,

· Yenidoğan yoğun bakımlarda ve doğumhanelerde,

· Serebral palsi ve otizm gibi hastalıklarda,

Aynı zamanda kişi;

· Deneyimlerden çıkarım yapmak ve öğrenmekte eksik ise,

· Değişikliklerle baş edemiyorsa,

· Seslere aşırı duyarlı ise,

· Duygusal empati yoksunluğu var ise,

· Sözlü olan veya olmayan sosyal etkileşimlerde zorluk yaşıyor ise,

· İletişimde anlama veya motivasyon eksikliği var ise,

· Zayıf benlik farkındalığı var ise,

· Zayıf ilişkiler geliştiriyor ise Müzik terapi rahatlıkla kullanılabilir.


Müzik Terapinin Tarihçesi

Müzik terapisi en eski tedavi yöntemlerinden biridir ve dört bin yıldan beri çeşitli kültürlerde hastaları tedavi etmek amacıyla kullanıldığı bilinmektedir. Eski Yunanlılarda müzik, her türlü erdemin esası olup ruhun eğitimi ve arınmasında büyük bir etmen olarak kabul edilmiştir. Filozof ve matematikçi Pisagor, umutsuzluğa düşen kimseleri veya çabuk öfkelenen hastaları belirli melodilerle tedavi edebilme imkanını araştırmıştır.

Türk İslam tarihinin büyük isimlerinden biri olan İbni Sina, müziğin insan bedenine etkisini incelemiştir. Araştırmalarda sık sık kaynak olarak Farabi’ye başvuran İbni Sina, müzik notalarının insanın ruh hallerindeki iniş çıkışları temsil ettiğini tespit etmiştir.

Antik Yunan’da müziğin epilepsi, depresyon, sıla hastalığı, mani, cinnet, somnambulizm, letarji, katatoni, histeri, felç, afazi, tarantizma, korea, gut, ateşli hastalıklar, romatizma, çeşitli ağrılar, veba, kızamık ve kuduz gibi hastalıkların tedavilerinde kullanıldığına dair veriler vardır.

M.Ö. 9. yüzyılda yaşamış olan Homeros’un yazdığı Odysseia’da müziğin kanamaya iyi geldiği iddia edilir. Anatomi ve fizik bilgini Gallen, müziğin

akrep ve böcek sokmalarına karşı bir panzehir olduğunu söyler. Athennoaops, hasta bölgenin üzerinde çalgı çalarak ağrı tedavi etmiştir. Aristidis, Teofrastos, Platon, Asclepiades, Xnocrates, Cicero ve Celsus musiki ile akıl hastalıklarını tedavi etmişlerdir. Homere, ameliyatlarda müzik kullanmış ve başarılı olmuştur. Platon sağırlığın tedavisinde trampet kullanmakla ünlüdür.

Dünya tarihine baktığımızda müziğin terapi amaçlı, çok farklı millet ve kabileler tarafından kullanıldığını görmekteyiz.

Müziğin ileride, tedavide daha yaygın kullanılması dileğiyle…

Beyzanur Şenvarıcı

Lifeon Concept



Comments


Hayatı İyileştirir

bottom of page