Bir yılı aşkın süredir tüm dünyanın ortak mücadelesi olan Covid-19 hayatımızı her yönü ile etkisi altına aldı. Günlük yaşamımızda hatta sadece otururken bile maske, eldiven, dezenfektan, kolonya kullanıp hijyen koşullarını en üst seviyede tutmaya çalışıyoruz. Her ne kadar fiziksel aktivite alanlarımız kısıtlanmış gibi gözükse de biz egzersiz için hep bir yol bulduk. Yeri geldi kimsenin olmadığı yeşil alanları tercih ettik yeri geldi evimizi bir spor salonuna dönüştürdük ya da mümkün olduğunca dikkat ederek spor salonlarına gitmeye devam ettik.
Yine de aklınızı birçok soru işareti meşgul etmiştir. Durum böyleyken koşu bandında kendinizi ‘Düzenim bozulmasın spora devam edeyim diye geldim ama şu yandaki adam pozitif midir? Taşıyıcı mıdır? Maskemi taksam mı acaba?’ diye düşünürken yakalayabilirsiniz.
-Peki spor yaparken maske takalım mı?
Bilirkişiler tarafından yapılan bir çalışmada herhangi bir kalp veya solunum sistemi hastalığı bulunmayan kişilerin orta yoğunluklu veya kısa süreli yüksek yoğunluklu aerobik egzersiz sırasında cerrahi ya da N95 maske takmanın virüs transferini önlemede etkili olduğu belirtilirken;
Başka bir çalışmada maske ile egzersiz yapan kişilerin:
solunum kaslarının daha fazla yorulduğu,
aerobik egzersizin aslında anaerobik bir egzersize dönüştüğü,
kaslarımıza giden oksijen miktarının azaldığı
kalbimize daha çok yük bindiği
CO2 seviyesinin artması ile birlikte gelen baş ağrısının yaşandığı, bu durumun anksiyete ve depresyon seviyesini arttırdığı görülmüş.
ÖNERİMİZ:
Mevcut düzendeki riskler dahilinde yalnız olarak maskesiz bir şekilde yapılan egzersizler bizim için daha verimli olacaktır.
Açık alanda egzersiz yaparken sosyal mesafeyi korumaya, mümkünse kimsenin olmadığı ama oksijenin bol olduğu mekanlar seçmeye özen gösterin. İnsanlara biraz ara verip güneşi selamlayın, yeşili sevin :)
Lifeon Concept
Comments