Daha önceden hiç spor yaralanması yaşadınız mı? Aylarca belki yıllarca antrenmanlar yapıp emek verdiğiniz bir spor dalında sizin elinizde olmadan anlık gelişen bir yaralanma yüzünden daha sonra bu spora küstüğünüz oldu mu? Yaralanmayı geçirdikten sonra bir psikolojik destek alsaydınız hayatınızda ne gibi bir değişiklikler olurdu merak ediyorsanız size kendi tecrübelerimden bahsetmek istiyorum.
Küçüklüğümden beri birçok spor alanına ilgim vardı. Bu sebeple ortaokul yıllarımda beden eğitimi öğretmenimin de önerisiyle atletizme atıldım. Çok fazla atlayıp zıpladığım için öğretmenim bana uzun atlamayı deneyebileceğimi söyledi. Pratiklerden ve antrenmanlardan sonra uzun atlamanın benim için uygun olduğunu gördüm ve devam etmek istedim. Çok kısa bir süre sonra atletizm turnuvaları başlayacaktı ve bende katılmak için oldukça hevesliydim. İlk defa atletizm turnuvasına katılacaktım.
Yarış öncesi parkurda ısınma hareketleri yapıyorduk, o anki heyecanla mı bilmiyorum koşarken önümdeki içi daha doldurulmamış minik çukuru fark etmedim ve ona takılıp parkur boyunca yuvarlandım. Daha yarış başlamamıştı bile ama ben yaralanmıştım. Yine de atlayışımı yapabileceğimi düşünüyordum ki ilk atlayışımdan sonra diskalifiye edildim. Moralim oldukça bozulmuştu hevesimi tamamen yitirdiğimi düşünüyordum. O turnuva tamamlandıktan sonraki birkaç günüm de moral bozukluğuyla ve hayal kırıklığıyla geçti. Bu yüzden atletizmi kafamdan tamamen silmek istedim.
Öyle de oldu... Atletizme arkamı döndüm ve iyileştikten sonra bile uzun atlamayı çok sevmeme rağmen aklıma o parkurda yaşadığım yaralanmam ve hayal kırıklığım geliyordu. Böylece uzun atlama sporu hayatımdan tamamen çıkmış oldu.
Paralel evrende psikolojik destek almış olsaydım hayatımda ne gibi değişikler olurdu?
Düşünelim ki yaralanma geçirdikten olay sonrası hayal kırıklığımı ve üzüntümü bir kenara bırakıp psikolojik destek almış olsaydım hayatımda neler değişirdi?
Benim fikrim şu şekilde;
Olay esnasında ve sonrasında yaşadığım hisleri profesyonel biriyle paylaşmış olacağım için yaralanmam hakkında konuşurken daha rahat hissedecektim. Olayları kendi kafamda tekrar tekrar yaşayarak kendimi yorma sürem azalacaktı. Hevesimin kırılmaması gerektiğini bu olayın talihsiz bir kaza olup sporuma devam etmem gerektiğini bana hatırlatacak bir desteğim olmuş olacaktı. Yaralanmanın düzeyine bağlı olarak psikolojik danışmanım beni bir fizyoterapiste yönlendirecek ve eski kas kuvvetimi geri kazanabilecektim. Özetle, çok severek yaptığım sporumu yaralanmam ve heves kırıklığım yüzünden bırakmamış olacaktım.
Ben bu sporu yaptığım dönemde olası bir yaralanma durumunda tedaviyi yalnızca fiziksel olarak iyileşme olarak biliyordum. Bu durum kendi başıma geldiğindeyse öğretmenlerim tarafından psikolojik tedaviye yönlendirilmedim ve aklıma bu durumun bu şekilde de tedavi edilmesi gerektiği açıkçası gelmemişti. Yıllar sonra bugün o günleri düşündüğümde tekrar antrenmanlara bile dönmememin nedeni bu diye düşünüyorum. Ayrıca artık günümüzde psikolojik ve fiziksel tedavinin yanında fizyoterapistler ile daha güçlü bir şekilde ilgilenilen spor dalına geri dönmenin mümkün olduğunu ve yaygınlaştırılması gerektiğini biliyorum. Böyle bir tedavi yönteminin de olduğunu sporculara göstermeli ve bunu yaygınlaştırmak için elimizden geleni yapmalıyız!
Keşke paralel evrende psikolojik destek alsaydım ne olurdu diye düşünmek yerine ‘’Geçmişte tüm bu adımları izledim ve bu sayede de kendimi geliştirerek bu spor alanında birçok başarıya sahip oldum!’’ diyebilseydim. Aklınıza gelebilecek ‘’Destek alsaydım acaba başarılı olur muydum? Bu sporda acaba ne kadar ilerleyebilirdim?’’ gibi soruları kendinize sormamanız için sizinle bu tecrübeyi paylaşmak istedim.
Hevesinizin kırılmasına izin vermeyin, yardım istemekten çekinmeyin!
Lifeon Concept
Comments