top of page
Yazarın fotoğrafılifeon.blog

SPOR VE DOĞA ANA


Her şeyi bir süreliğine bir kenara bırakıp şehir hayatından, stresten uzaklaşmak, doğanın kalbine doğru yol almaya ne dersiniz? Kilometrelerce koşmak, yürümek, metrelerce tırmanmak ya da dalmak, meditasyon yapmak… Kulağa çok hoş geliyor değil mi? Düşüncesi bile güzel. Niğde, Aladağlar’da yürüyüş yaparken etrafınıza baktığınızda patikalar boyunca mor menekşeleri, büyüleyici manzaraları, kayaya atlayan dağ keçilerini, kuzey cephelerin eşsiz güzellikteki buzullarını görebilirsiniz. Ya da gerçekten görebilecek miyiz? Kuzey cephelerindeki bizi büyülen buzullar hala orada olacak mı?




Etrafa bakmayı bırakıp bakışlarınızı aşağı indirdiğinizde, kaya diplerine bırakılan onlarca peçete, ıslak mendil, cam, plastik ambalaj gibi çöpleri, doğa ananın can çekiştiğini görebileceksiniz.


Her sene yüzlerce doğa sporcusu, doğal tabiat ormanlarında, dağlarda, kıyılarda sporlarını icra etmekte. Her sene bu rakam, bu sporlara ulaşabilirlik kolaylaştığı için artış göstermekte. Fakat bu artan sayı içerisinde, ne kadarı doğada bulunma etiğine sahip? Ne kadarı bilinçli? Çünkü bilinçli bir doğa sporcusu doğada sadece ayak izini bırakır, başka bir şeyi değil. Düşünebilen ama “düşüncesiz” insanoğlu nedeniyle, bu dengesiz artış, maalesef evimiz olan dağların, tabiat ormanlarının sonunu yaklaştırmakta. Kamp ateşlerinin yakılması, doğada “çözünür” diye atılan çöpler gibi birçok davranışlar minör minör birikerek ciddi major sonuçlara sebep vermekte. Doğacak sonuçların habercisi doğa ana ise, hava sıcaklıklarındaki anormal artışlar, iklim değişiklikleri gibi kendi dilinde, en iyi şekilde bizleri uyarmakta.



Unutmamalıyız ki doğa ana dilsiz değil. Bizlerin üzerine düşen de bu imdat çığlıklarına kulak vermek, harekete geçmek. Çünkü tüm bu atık kirliliği, karbon dengesizliği, tahrip olan bitki örtüsü sonuçlarıyla baş edecek olan da yine bizleriz.


Misal, kış sezon tarihlerindeki ve dağlarda buzul seviyelerindeki değişiklikler, Niğde Aladağlar’da buzulların erimesi, buz tırmanış cenneti Erzurum’da şelalerin donmaması “Doğa Ana” nın imdat çığlıklarının sadece birkaçı. İklim değişikliği sebebiyle karşılaştığımız bu durumlar yakın zamanda artık Türkiye’de “Kış Dağcılığı” kavramının kalmayacağının da bir göstergesi.


Dolayısıyla, gittiğimiz yerdeki güzellikleri tekrar bulabilmek, sporumuzu icra edebilmek, binlerce yıl yaşamış ve gelecek nesillere emanetimiz olan doğa anayı sürdürebilmek için bilinçlendirmenin yapılması şart. Çünkü değişim “bilinçlendirme” ile başlar. Doğa sporcuları olarak “insan” olarak hepimiz içinde bulunduğumuz durumdan sorumluyuz.

Bu yüzden harekete geçmek şart. Unutmayın ki birlerden milyonlar doğar.


Doğa sana, bizlere emanet...

Lifeon Concept




Comments


Hayatı İyileştirir

bottom of page